- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- kabarmak
nsz Ağırlığı artmadan hacmi büyümek"Ekmek iyi kabardı."
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- şişirmek
-i Şişkin bir duruma getirmek"Nefesinin olanca gücü ve hızıyla şişirdiği tulumu dudaklarına yanaştırdı." - O. C. Kaygılı
- genişletmek
-i Geniş duruma getirmek"Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler." - Y. K. Beyatlı
- kabartmak
-i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan
- genişleme
isim Genişlemek işi
- dilata'tion açılma
- dilata’tion açılma
- genişleme.
- genişlemek, açılmak, irileşmek, genişletmek, açmak
- on veya upon ile tafsilata girişmek: genişlemek
- şişmek. dila'tion