- dönük
sıfat Dönmüş, çevrilmiş (kimse)"Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu." - Y. Atılgan
- soğuk
sıfat Isısı düşük olan, sıcak karşıtı"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
- uzak
sıfat Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- soğukkanlı
sıfat Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi"Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- soğuk algınlığı
isim, tıp (***) Sıklıkla virüslerin yol açtığı, beden ısısında yükselme, burun akıntısı ile ortaya çıkan solunum yolu hastalığı"Hastalığım soğuk algınlığıymış." - N. F. Kısakürek
- kesin olarak
kesinlikle"Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." - N. Ataç
- nezle
isim, tıp (***) Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil"Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir." - B. Fe
- ayaz
isim Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk"Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti" - B. Necatigil
- merhametsiz
sıfat Acıması olmayan, katı yürekli, katı kalpli, taş yürekli, taş kalpli, kalpsiz"Babam kararını merhametsiz bir kalple icra etti." - Y. K. Beyatlı
- sakin
sıfat Hareket etmeyen, kımıldamayan
- durgun
sıfat Sakin"Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." - R. H. Karay
- baygın
sıfat Bayılmış, kendinden geçmiş
- bayat
sıfat Taze olmayan"Dükkânlar karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayaktakımı her gün artıyor." - H. E. Adıvar
- duygusuz
sıfat Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz"Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum." - A. Gündüz
- şuursuz
sıfat Bilinçsiz"O, şehvani bir galibiyetle bana hükmediyor, ben de şuursuz bir arzu ile ona bağlanıyordum." - E. İ. Benice
- nesnel
sıfat Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı
- soğukluk
isim Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet"Yatağımın içinde bu takır takır tahtaların soğukluğunu, sertliğini duyar gibi olurdum." - A. Ş. Hisar
- üşümek
nsz Isı yokluğundan, azlığından veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak"Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu." - Ö. Seyfettin
- üşütme
isim Üşütmek durumu
- ingin
sıfat Engin (II)"İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." - N. Ataç
- nevazil
isim, tıp (***) Nezle"Sabah erkenden ayaza çıkarsan nevazil olursun..." - B. Felek
- tumağı
isim Nezle
- mecazi
sıfat Mecazla ilgili, mecaz niteliğinde olan
- üşüme
isim Üşümek iş"Üşüme nöbetine tutulanların hareketiyle cevap verdim." - A. Gündüz
- Düşük sıcaklığa sahip.
- öImüş
- tamamıyle
- dondurucu
- üşümüş
- zükam
- hazırlıksız olarak
- soğuk, soğukluk, tumağı, zükâm, meraksız, lakayıt
- soğumuş