- yüksek
sıfat Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı"Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." - Ö. Seyfettin
- yüce
sıfat Yüksek, büyük, ulu, ulvi"Yüce duygular, derin düşünceler ona göre değildir." - S. Taşer
- azametli
sıfat Ulu, çok büyük
- ali
sıfat Yüce, yüksek"Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız." - Ö. Seyfettin
- gururlu
sıfat Kendi kişiliğine önem veren, onurlu, mağrur"Hâlet Efendi akıllı, iktidarlı, cerbezeli, gururlu, insafsız, garazkâr bir adamdı." - A. Ş. Hisar
- kibirli
sıfat Kendini büyük gören, büyüklenen, gururlu"Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar." - K. Tahir
- mağrur
sıfat Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş"Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür." - C. Külebi
- kibirlilik
isim Kibirli olma durumu, mütekebbirlik
- çalımlı
sıfat Gösterişli, kurumlu, afralı tafralı
- gururluluk
isim Gururlu olma durumu
- bülent
- gururluluk.
- yüce, yüksek